bizi twitter'dan takip edebilirsiniz
C - Öncelikle röportaj isteğimizi kabul
ettiğiniz için teşekkür ederiz
E – Ben
Teşekkür ederim
C – Dublaja ne zaman, nasıl
başladınız?
E –
Dublaja 1981 yılında TRT için çekilen ismini asla hatırlamadığım bir yerli
filmde küçücük bir kızı küçücük bir kızken konuşarak
başladım.
C – Seslendirmeyi sevdiğiniz bir oyuncu var
mı?
E –
Seslendirmeyi sevdiğim açıkçası dört oyuncu var, bir tanesi Renée Zellweger bir
tanesi Kate Winslet bir tanesi Reese Witherspoon ve bir tanesi de Helena Bonham
Carter.
C – Kayıt alınırken yaşadığınız ilginç bir
anınız var mı?
E – Evet
var, gerçekten komik ve çok ilginç bir anım var, bilmiyorum sizlere komik gelir
mi, bazı şeyler o an komik gelir ya.
1998
senesinde Çığlık filminin dublajındayız, şu anda isim vermeyeceğim çünkü komik
bir durum. Şimdi biz senkron tutturmak adına bazı kelimeleri atar veya ekleriz
cümlelerimizin başına sonuna veya ortasına… Sahnede karakter vuracağı bir kızı
tehdit ediyor, başına doğru dayıyor
silahı ve arkadaşımız dedi ki “Eğer sesini çıkarırsan seni başından vurucam” dedi, baktı ki
bitmiyor ağız devam ediyor laf “en başından” dedi. Stüdyoda
kalabalık olduğumuz dönemler, biz böyle gülmekten herkes yerlere attı kendini,
herkes ölmüştür gülmekten bu en komik anılarımdan biridir gerçekten, inşallah
üyelerinizde güler
ama çok
komik bir ektir “en başından”
dünyanın en komik eklerinden biridir, isim vermiyorum.
(gülüyor)
C – Bizimle paylaştığınız için teşekkür
ederiz.
E – Ben
teşekkür ederim.
Elif ACEHAN kayıttayken...
http://www.youtube.com/watch?v=D57WRPsyP5s
C – Anneniz ve babanız tiyatro sanatçıları, bu
işte tiyatro eğitimi almak ne kadar önemlidir, tiyatro yapmayan biri de aynı
performansı gösterebilir mi?
E –
Tiyatro yapmayan biri aynı performansı gösterebilir ama şöyle bir durum var
eğitim gerçekten çok önemli bir şey onu asla yadsıyamayız, tiyatro eğitimi almış
bir insanla hiç almamış dışarıdan başlamış insanın gelişimi de ilerleyişi de
daha farklı olur, alaylı insan çok var benim annem alaylı bir oyuncu, bir çok
ödül almış Türkiye’nin çok önemli tiyatro oyuncularından biridir, annem diye
söylemiyorum ama öyle, alaydır hiçbir tiyatro eğitimi yoktur fakat eğitim çok
önemli yetenek korkunç önemli ikisinin bir araya gelmiş hali mükemmel bir şey
demektir.
C – Kayıt alınırken
sesinizle bir nevi tiyatro yapıyorsunuz, dublajcıların çoğu tiyatro eğitimi
almış sanatçılar, eskiden herkes stüdyoda beraber kayda girermiş, stüdyoda adeta
tiyatro havası oluşturuluyormuş, günümüzde dublajcılar tek tek kayda alınıyor,
sizce hangisi daha zevkli oluyor?
E –
Kesinlikle eski hali daha zevkli oluyordu, biz ona tulum giymek deriz, keşke
hala zaman zaman yapabilsek, bazen başrollerde yapılabliyor ama kalabalık girme şanşımız artık olmuyor çok
fabrikasyona dönüştürdüler işi çok acil işler yapıyoruz fakat eskisi çok daha
güzeldi, karşınızdakine cevap verme duygusu kadar muhteşem bir şey olamaz,
yazıya cevap vermekle konuşan bir insana cevap vermek arasında çok büyük oyun
farkları vardır, ben bunu zaman zaman kendimde dahil kayıt yapan birçok
meslektaşımda görüyorum ama bizim hiç suçumuz yok inanın, interaktif olmalıyız
karşılıklı konuşmalıyız ama ne yapalım yine de en iyisini yapmaya
çalışıyoruz.
C –
dublajcilar.com 'u takip ettiğinizi söylediniz, sitemiz
için eleştiriniz, tavsiyeleriniz olacak mı?
E –
Tabii ki olacak, şimdi bana kızmayın ama şöyle bir eleştirim olacak, hepiniz
korkunç derecede dublajla ilgilisiniz onu biliyorum son derece de keyifle zaman
zaman okuyabiliyorum fakat şöyle şeyler görüyorum “bunu o konuşmasaydı şu
konuşsaydı, bunu neden bu şekilde konuşmuş da bu aktörü bu konuşsun şu aktristi
şu konuşsun” bunlar çok güzel tabii ki bunlar fikirler fakat bizler mesleğe zor
şartlarda devam eden insanlarız, hiç birimiz yatlarda katlarda yaşamıyoruz bazen
bunlarla da ilgilenen arkadaşlar var sitede görüyorum bizim kaşelerimizden dahi
bahsedebiliyorlar ve bu bana çok acı veriyor, her neyse yapılması gereken şey
beğendiğin sanatçıları elbetteki desteklemek ama diğer sanatçıları lekeleyecek
şekilde bir şey yapmamaya, söylememeye dikkat etmek çok önemli ya da bu işin
uzmanıymış gibi davranmamak, şöyle bir örnek vereyim size benim babam yakın bir
zamanda büyük bir bypass ameliyatı geçirdi ve ben hiçbir şekilde gidipte babamın
kalbini dışarı çıkaran doktora “ya bence bu damarı buradan tutupta şöyle
koymasaydın da sağ taraftan atlatarak soksaydın bu tarafa” demedim, bazı
arkadaşlarımızın yaptığı zaman zaman buna benziyor, bizim hiçbir beyin cerrahına
gidip nasıl beyin ameliyatı yapacağını öğretemeyeceğimiz gibi uzmanı değilseniz
hiçbir meslekte bunu yapmamanız gerekir. Büyük bir keyifle okuduğumuz siteyi
zaman zaman “of yapmayın ne olur” diyerek kapatabiliyoruz, kendi aramızda da
konuşuruz biz hepimiz çok yakın arkadaşız, kimse kimseden nefret etmiyor,
hepimiz birbirimizi çok seviyoruz ve çok iyi anlaşıyoruz ne olur siz de bize
sevgiyle yaklaşın yani eleştirilerimizi daha hoş şekilde tutalım dublaj
yönetmeni, yapımcısı ya da seslendirme sanatçısıymış gibi değil de hakikaten
izleyiciymiş gibi yapalım
C – Reklamlarda çoğunlukla aynı sesleri
duyuyoruz, sizce bunun sebebi nedir?
E –
Benim çok fazla eleştirdiğim bir şey değil ben çok az reklam seslendirmesi
yaptım hayatımda, bunda reklam sesi var bunda yok falan tarzı bir şeye de
inanmıyorum ama günümüzde reklam seslendiren o kadar başarılı sanatçılar var ki
hakikaten çok da güzel ürünü sunabiliyorlar o yüzden ben az ses olmasına karşı
değilim, “neden ben konuşmuyorum niye şu konuşuyor” falan diye durumum da yok
ben memnunum ama daha böyle tekeldeymiş gibi duruyor o tatsız, dışarıdan öyle
görünüyor ama arkadaşlarımız çok başarılı o yüzden çok da eleştiri yapmanın
alemi yok yani o çekememezliğe girer artık, bence çok başarılılar konuşan
arkadaşlar.
C – Türkiye'de dublajın
durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
E – Ben
Türkiye'de dublajın durumunu iyi değerlendiriyorum, bence Türkiye dublaj
anlamında çok başarılı bir ülke, öyle hani Almanya birinci Türkiye ikinci falan
derler hiç öyle bir şey yok ben zaman zaman denk geliyorum yabancı kanalları
izlerken duyuyorum çok büyük senkron sorunları yaşıyorlar. Maalesef şöyle bir
gerçek var profesyonel olmayan kendini öyle gösteren bir takım stüdyolar var, o
stüdyolarda çalışan maalesef henüz profesyonel olamamış bir takım
meslektaşlarımız var. Onların çıkardıkları işler bazen kendilerinden de
kaynaklanmayan sebeplerle işte stüdyo sesi gibi tabi ben teknik terim bilmem ne
yalan söyleyeyim, bir takım stüdyolar var ki işleri çok ucuza yapmak adına
maalesef büyük hatalar yapıyorlar. Ama Türkiye’de dublajın yeri çok iyidir çok
profesyonel birkaç tane dublaj stüdyosu vardır ve oradan çıkan işlerin altına
her şekilde imzamı atarım, son derece de güzel işler çıkarıyorlar Türk dublaj
sanatçıları, yönetmenleri ve kast yönetmenleri bence çok
iyi.
C – Bu mesleği yapmak isteyen insanlara
tavsiyeleriniz nelerdir?
E – Bu
mesleği yapmak isteyenlere tavsiyem bu mesleği yapmak istememeleri! Gerekten
öyle, çok zor bizim mesleğimiz, ben size şöyle söyleyeyim Ak’la Kara stüdyosuna aşağı
yukarı hergün 10 kişi geliyor “biz dublaj yapmak istiyoruz, benim sesim çok
güzel ben çok güzel taklit yapabiliyorum” bunlar çok büyük yanlışlar, taklit
yaparak dublaj sanatçısı olamazsınız, sesiniz güzelse dublaj sanatçısı
olamazsınız ki sesim güzel çirkin diye bir şey yoktur “benim sesim hiç güzel bir ses değildir”
sadece sesimi kullanmayı biliyorum, hepimizin sesi çok güzeldir bu hayatta ama
maalesef bunu arkadaşlar çok karıştırıyorlar. Maddi bir getiri beklentisi içinde
asla bu mesleğe başlamaya dahi çalışmamalılar çünkü öyle bir şey yok. Maddi
gelir diye bir şey söz konusu olamaz hele de dublaja yeni başlamış bir insan
için, bizler profesyonel insanlarız belirli kaşelerde çalışıyoruz o kaşeleri
bizlere vermeyenlerle çalışmıyoruz ama yeni başlayan biri için böyle bir şeçim
şansı olmayacaktır. Ben genç arkadaşlara konservatuara başvurma yaşını geçmemiş
arkadaşlara hemen konservatuarın tiyatro bölümüne başvurmalarını ve tiyatro
yaparak bu işe başlamalarını öneririm. Tiyatro eğitimi aldıktan sonra veya
esnasında bu işi yapmalarını öneririm, tek önerebileceğim bu olabilir ama hiçbir
şekilde dublajla ilgisi olmayan tamamen başka meslekleri kendine edinmiş başka
okullarda okumuş başka konuların uzmanı olmuş ve dublaj yapmak isteyen insanlara
çok karşıyım, hepimizin bir mesleği hepimizin bir uzmanlığı var, demin dediğim
gibi ben beyin cerrahı olamam bu yaştan sonra, onlar da dublajcı olamazlar büyük
ihtimalle ama denemek isteyen varsa hodri meydan biz buradayız deneriz, valla
deneriz hiç sorun değil.
C – Mesleğinizde en çok yapılan hatalar
nelerdir?
E –
Kendi sesini dinlemek, daha bu işe yeni başlayan insanların yanlışına düşmek,
evet kullanmayı biliyorlar ve çok güzel çıkıyor ama bunu dinlemenin alemi yok.
Doğallıktan kaçınmak, çok doğal konuşan dublaj sanatçılarımız var izlediğiniz
filmdeki karakterin sesi gerçekten oymuş gibi çıkan arkadaşlarımız var, bu
olabildiğine göre kendini dinlemenin hiçbir anlamının olmadığını düşünüyorum,
kızmasınlar bana dublajcı arkadaşlarım maalesef aramızda var, zaman zaman ben
bile yapıyorumdur bilmiyorum ama yapmamaya çok gayret ediyorum, en büyük hata
bu.
C – Seslendireceğiniz karakteri kayıt öncesinde
prova etme imkanınız oluyor mu?
E –
İstersek tabii ki ama dediğim gibi fabrikasyona döndüğü için son zamanlarda
yapamıyoruz. Ak’la
Kara stüdyolarının sahibi ve patronumuz, sevgili dostum
Kerem Kobanbay ve Savaş Özdural’ın şöyle bir taktikleri vardır, onlar çok önemli
filmlerde, her film bizim için önemlidir ama mesela Oscar kazanmış ya da
gerçekten çok kıymetli oyuncuların olduğu çok dikkat edilmesi gereken filmler
var, karate temalı çin filmlerinden farklı filmlerden bahsediyorum, bunların
kaydından bir ya da iki gün önce mutlaka bizi haberdar ederler işte açarlar bana
telefon ”Elifciğim, şu gün şu filmde şu rolü konuşacaksın izleme imkanı
bulabilirsen izle, istersen tekst temin edelim” bunu mutlaka yaparlar ve çok
güzel bir şeydir bu fabrikasyon arasında bile hala yapılabiliyor. İstersek her
sahneyi prova edebiliriz kimse görmeyin demiyor ama biz artık görmeden de
konuşabiliyoruz, takıldığımız yerde durup tekrar yapıyoruz baktık hiç
yapamıyoruz on kere seyrediyoruz hiç sorun değil ama istesek yaparız istemezsek
yapmayız gibi bir durum var.
C – Bu işe başlarken hangi sanatçıları kendinize
örnek aldınız, günümüzde beğendiğiniz meslektaşlarınız var
mı?
E –
Tabii ki var, bu işe başlarken örnek aldığım tabii ki annem oldu, benim annem
çok eski bir dublaj sanatçısıdır, dublajcilar.com ‘un ziyaretçileri
annemin dublaj yaptığı dönemleri imkan yok hatırlamazlar, en azından
televizyonda izlememişlerdir yaşları yetmez. İlk örnek aldığım tabii annemdir,
ben annemin karnındayken dublaj stüdyosuna girmiş bir insanım, onu örnek aldım
hala da onu onu örnek alırım bazen birbirimiz ile didişiriz hatta, “sen bunu
yanlış söylemişsin, niye yanlış tonladın, niye sen bana sormadın”. Günümüzde çok
beğendiğim dublaj sanatçıları var hiç kimseyi ayırmak istemem fakat özellikle
çok beğendiğim sesler vardır ki duymadan yaşayamayacağım sesler vardır Tolga
Tibet’in sesidir biri onu özellikle söylemek isterim hakiken böyle “aa ne kadar
güzel bir ses Yarabbim” diye dinliyorum her gün duymama rağmen yanımda yine de
dinliyorum televizyonda duysam böyle bir sestir, bunu örnek verebilirim ama
kimseyi ayırmam herkes başarılıdır kendine göre herkes mükemmel seslere
sahip.
C – Yerli dizilerde artık sesinizi duyamıyoruz,
bu sizin tercihiniz mi, sizin tercihiniz ise bunun nedeni
nedir?
E –
Tabii ki benim tercihim değil, zaman zaman da ayrıca hala yapıyorum yerli ama
çok kısıtlı yapıyorum, birincisi dublaj sektörünü ilgilendiren çok içsel bir
sorun nedeniyle eskisi kadar yerlilerde çalışmıyorum maalesef, o sorunun
derinine girmeyeceğim nedenini açıklamasını uzun uzun, seyircilerimizin
dinleyerek zaman harcamalarına gerektirecek bir konu değil. Fakat şöyle bir
durumumuz var maalesef kaşeler de çok düşük yani siz şimdi belli bir yere
geldikten sonra o kaşelere çalışmak istemiyorsunuz, çalışan arkadaşlarıma hiçbir
şey söyleyemiyorum, hayat! Çok açık ve net bir gerçek var ekmek parası
kazanıyoruz biz bu işten, bu iş bizim mesleğimiz, bazı arkadaşlarımızın başka
hiçbir işi yok, tiyatroda çalışmayan, maaşı olmayan bir sürü arkadaşımız var o
yüzden bir çok kaşeye saçma bulacağımız kaşelere bile çalışan arkadaşlarımız
var, çok şükür Allah’a ki benim öyle bir seçme tercihim var, ben gitmiyorum o
kaşelere bir yerlere ama dediğim gibi tek sorun kaşe değil, ben çok yüksek para
istiyorum kimse beni çağıramıyor değil çok mesleki çok içsel bir sorunumuz var
özellikle bundan dolayı yerlilerde fazla duyamıyorsunuz
beni.
C – Yerli dizilerde yapılan seslendirmeleri
nasıl buluyorsunuz?
E –
Güzel buluyorum fakat çok karşı olduğum bir şey var zaman zaman, herkesi aynı
kişinin seslendirmesi bütün jönleri aynı dublaj sanatçısının seslendirmesi bütün
kadın başrol oyuncuları da, mankenleri de maalesef aynı kadın sanatçının
seslendirmesi, bizim çok fazla bir tane iki tane değil iyi dublajcımız, o kadar
güzel yerliye yakışacak kadın sesimiz, erkek sesimiz var ki ben bütün
mankenlerin aynı erkek tarafından ya da bütün manken kadınların aynı kadın
tarafından seslendirilmesine çok üzülüyorum çünkü gerçekten çok iyi dublaj
sanatçılarımız var, onları da kullanmaları gerektiğini düşünüyorum ama maalesef
biri bir diziyle ünlü oluyorsa örnek vermek istemiyorum isim isim ama aynı adam
sesini başka dizilerde de kullanmak istiyorlar bu oyunculuk adına da çok yanlış
bir şeydir dizi için de çok acı bir şey bence çünkü sesle tutacak bir şey
değildir senaryoyla tutar dizi, çok büyük bir yanlıştır keşke bir sürü ses
kullansalar.
C – Filmleri dublajlı mı altyazılı mı
izliyorsunuz?
E – Ben
altyazılı da izlemiyorum, ben filmleri orijinal izliyorum çünkü alt yazılıları
da seyredemiyorum çok büyük çeviri hataları yapılabiliyor, dublajlı tabii ki
izliyorum fakat çok dürüstçe söyleyeceğim zaman zaman işin profesyoneli olarak
söylüyorum dublajsız izlemeyi tercih ettiğim oyucular var, mesela ben Gary
Oldman’ı dublajlı izlemek istemiyorum dünyanın en iyi dublajcısı da konuşsa…
Gary Oldman’ı çok güzel konuşan dublaj sanatçılarımız var Türkiye’de, mükemmel
iş çıkarıyorlar ama ben o adamın sesini duymak istiyorum o yüzden genelde
orijinal sesleri dinlemeyi tercih ediyorum fakat yaptığımız işleri ve
arkadaşlarımın diğer stüdyolarda dahil yaptıkları işleri kaçırmamaya
çalışıyorum, “dur bakalım bunu nasıl konuşmuş, dur bakalım ne yapmış” diye
izlemeyi tercih ediyorum fakat şöyle bir handikap var o zaman filmden hiçbir şey
anlamıyorsunuz
bizim
işimizi yapıyorsanız, filmi seyredemiyorsunuz adamları dinliyorsunuz çok korkunç
oluyor o yüzden orijinal seyretmeyi tercih
ediyorum.
C – Hangi tarz filmlerden hoşlanırsınız, favori
filmlerinizi öğrenebilir miyiz?
E –
Tabii ki , şimdi benim hayatta en sevdiğim film Amadeus’dur, Mozart’ın hayatı,
Milos Forman’ın yönettiği… en çok sevdiğim o filmdir. Ben korku filmi severim,
çok severim ama gerilim korku filmi böyle hani parçalanmış adamlar, zombiler
öyle değil maalesef, ciddi gerilim Sixth Sense - 6. His gibi öyle filmleri
severim, bir de tabii gerçekten çok sevdiğim bir oyuncu varsa her filmini
izlerim. Al Pacino gibi Gary Oldman gibi oyuncular var ki onların her filmini
izlerim, hiç sorun değil, Heath Ledger vardı mesela, vefat etti maalesef çok
üzüldüm ona, onun da olduğu her filmi seyrederim, oyuncu takip ederim daha çok
filmlerde.
C – Bize bu yoğun çalıştığınız tempoda zaman
ayırdığınız için şahsım ve dublajcilar.com adına çok teşekkür
ederiz.
E – Ben
çok teşekkür ederim.
cihanstar © Eylül-2011